ANA SAYFA
Osmanlı Mutfağı Hakkında Detaylı Bilgi
MENÜ HAZIRLANIŞI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
MENÜ HAZIRLANIŞI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

MENÜ HAZIRLANIŞI - Metin DEMİRYÜREKLİ

Menü yapıları ve hazırlanışına gündelik hayatta yeme içme alışkanlıkları (bknz.aile sofrası) konusunda değinmiştim ancak burada tekrar kısaca söz etmek istiyorum.
Bilindiği gibi Osmanlı döneminde iki öğün yemek yenirdi ve bu öğünler doğal olarak şimdiki öğünlerimize oranla daha doyurucu oluyordu. Özellikle çorbayla başlamak bir adetti diyebiliriz, ekmek çeşitleri bolca tüketilir ve hamur işi yenirdi. Etli yemek genellikle sulu olarak hazırlanır ve tüketilirdi. Hamur işini seven Osmanlı yanında şerbeti eksik etmezdi ve çeşit çeşit şerbetlerinden mutlaka birini öğüne dahil ederdi. Tüm bu ağır yiyeceklere rağmen yemek sonunda birde tatlı yenirdi, bazen sütlü tatlılar tercih edilmesine rağmen genellikle revaklı ya da hamur işi tatlılar tercih edilirdi. Bu sıralama neticesinde mideyi hazmetmeye yönelik olarak en son bol köpüklü kahve içilir ve bir müddet sonra meyve yenirdi..

Bu bilgilere bakıldığında Osmanlı giriş yemeği olarak sıcak bir çorbayı tercih ediyor (bazen soğuk mezelerde giriş olarak tercih edilebiliyordu).
Ardından Et yemeği ve börek ya da hamur işi alınır ve yanında ayran veya şerbet içilirdi.
Son olarak servis edilen tatlı eksik olmazdı, tatlı olarak baklava, helva, sütlü tatlı veya aşure tercih edilirdi..

Bir sonraki kısımda görebileceğimiz gibi değişik salata çeşitleri de Osmanlı mutfağında belirli bir yer edinmiş. Ancak salatalar yerine bazen turşu ya da meze sayılabilecek çeşitte yiyecekler servis edilmekteydi.

Osmanlı mutfağının incisi olan bir diğer yiyecekte balık’tı.
Balık her türlü pişirme tekniği kullanılarak hazırlanır ve sık sık tercih edilirdi.
Osmanlı döneminde balığın bol olduğuna daha önce değinmiştim dolayısıyla tüm bu yelpazede Atalarımızın sağlıklı yaşama sırlarını açıklayan menüleri keşfetmek o kadar zor olmuyor..

O zamanlardan günümüze değişen pek az şey olduğunu görebiliriz, değişen en büyük şey ise porsiyonların küçülmesi olmuştur. Farklı olarak birde günümüzde öğün sayısı artmış, insanlar iki öğünde çok yemekten, daha az yemeyi tercih ederek öğün sayılarını çoğaltmıştır.
Aslında kalori bakımından daha az yediğimizi düşünsek te o dönemin taze ve sağlıklı yiyeceklerini bugün bulmak çok zor. Dahası günümüzde bir akım sayılabilecek organik yiyecekler o zamanın şartlarında her gün tüketilen sağlıklı yiyeceklerden daha sağlıksızdır sanıyorum. Ne yaparsak yapalım elimizde olmayan bazı sebepler var, bunlar kirlenen hava ve toprak diyebiliriz. Üstelik bu organik denilen ürünleri tüketmek bir o kadar da maliyetli oluyor..

Bugün yapılabilecek en iyi şey yine ev yemeklerine ağırlık vermek ve mümkün olduğunca sebze ve meyveleri zamanında tüketmeye çalışmalıyız. Yazın salata kombinasyonları ağırlıkta olan menülere yer vermek ve kış aylarında ıspanak, havuç, pırasa gibi sebzeleri tüketerek (yada servis ederek) hatta dört mevsim sunabileceğimiz et ürünlerine ve çok faydalı olan sarımsak gibi yiyeceklere daha fazla önem vererek vücudumuzu ve sağlımızı koruyabiliriz diye düşünüyorum..



Elinizdeki Malzemeye Göre Tarif Bulun